İcra takibinde borçlu, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunarak takibi durdurabilecektir. Borçluya tanınmış bu hakkın karşılığında alacaklı da itiraza karşı koymak için birtakım imkanlara sahiptir. Bunlar itirazın kaldırılması yolu ve itirazın iptali davalarıdır.

                İtirazın iptali davası genel mahkemelerde açılabilecek bir davadır. Buna göre elinde İcra Ve İflas Kanunu’nun 68-68/b maddelerinde yazılı evrak bulunan alacaklının da dava açabilmesi mümkündür. İlgili maddede bahsedilen evrak ise, borçlu tarafından imzası kabul edilmiş ya da noterlikçe onaylanmış bir senet, resmi dairelerin ve yetkili makamların yetkileri dahilinde usulünce verdikleri belgeler, resmi makamlar önünde borç kabulü içeren belgeler ya da kredi kurumlarının düzenlediği belgeler olabilir.

                Borçlu takibe itiraz ettikten sonra icra müdürü, itirazı üç gün içinde alacaklıya tebliğ etmek zorundadır. Alacaklının kendisine itirazın tebliğinden itibaren itirazın iptali davası açabilmek için bir yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlayacaktır. Mahkemece dava kabul edilirse takip kaldığı yerden devam edecektir ve takibe itiraz eden borçlu, alacaklının dava dilekçesinde talep etmesi halinde inkar tazminatına mahkum edilecektir. Öte yandan, borçluya davanın kabul edildiği kararının tefhim ve tebliği itibariyle borçlu üç gün içinde mal beyanında bulunmak zorunda olduğu bildirilir.

                Eğer itirazın iptali davası reddedilirse kararın kesinleşmesiyle birlikte takip de iptal edilecektir. Eğer borçlu talep ederse ve alacaklının kötü niyetli olduğuna hükmedilirse alacaklı kötü niyet tazminatına mahkum edilecektir.

                İtirazın iptali davası açan alacaklı, dava reddedildikten sonra itirazın kaldırılması yoluna başvuramayacaktır ancak itirazın kaldırılması yoluna başvurup talebi reddedilen alacaklı daha sonra iptal davası da açabilecektir.

                Takibin yürütüldüğü icra dairesinin nezdinde çalıştığı icra mahkemesine gidilerek başvurulacak bu yol yukarıda sayılan, 68-68/b maddelerinde sayılan belgelere dayanmayı şart koşmaktadır. Yine bir hak düşürücü süreye bağlı olan bu yol, itirazın tebliğinden itibaren altı ay geçmesiyle ortadan kalkacaktır.

                Bu yol haricinde itirazın geçici kaldırılması yoluna başvuru imkanı da vardır. Borçlunun ödeme emrine itirazı imzaya itiraz şeklindeyse alacaklı ilgili icra mahkemesinden itirazın geçici kaldırılmasını isteyerek geçici haciz talebinde bulunabilecektir. Bunun üzerine borçlunun yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açma gerekliliği ortaya çıkar, eğer dava açılmazsa takibe devam edilecektir. Ancak borçtan kurtulma davası açılırsa yargılamanın sonuna kadar takip durmaya devam edecektir.

                İtirazın kesin kaldırılası imkanı, yukarıda bahsedilmiş belgelerle birlikte alacaklının icra mahkemesine başvurmasına bağlıdır. İtirazın kaldırılması talebi, basit yargılama usulüne uygun olarak incelenecek olup alacaklı ve borçlunun duruşmaya katılımları bu hususta büyük önem arz etmektedir. Eğer iki taraf da duruşmaya katılmazsa dosyanın işlemden kaldırılmasın karar verilir.

                Hakim, netice olarak itirazın kesin olarak kaldırılmasına hükmederse ve alacaklıyı haklı bulursa takip devam edecektir. Ayrıca alacaklının talebi olursa borçluyu haksız çıktığı miktar üzerinden tazminat ödemeye mahkum edecektir. Elbette hakim, itirazın kaldırılması talebini reddetme yönünde bir karar da verebilir. Bu durumda takibe devam edilemeyecektir ve borçlunun talebi üzerine alacaklının tazminata mahkum edilmesi de mümkün olacaktır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere itirazın kaldırılması yoluna başvuran alacaklı istediği neticeyi elde edemezse itirazın iptali davası da açabilecektir.