İcra Takibi Nedir?
Cüz’i ve külli olarak ikiye ayrılan icra takibi, alacağın tahsili için devletin zor kullanma yetkisine (cebri icra) başvuru anlamına gelen bir yoldur. İcra takibinde maksat, borçlunun cebri icrayla karşı karşıya olduğunu bildirmek ve borcu ödemesini sağlamaktır.
Cüz’i icrada borçlu bir veya birkaç alacaklıya karşı sorumlu olup, sorumluluğunun kapsamı malvarlığının bir veya birkaç parçasıdır. Takip doğrultusunda haciz yapılırsa borçlunun malvarlığından sadece borcu karşılayacak miktarı satılır ve alacaklıya ödenir. Külli icra ise borçlunun tüm alacaklılara karşı malvarlığının bütünüyle sorumlu tutulduğu icra çeşididir. Fakat söz konusu takibe, sadece iflasa tabi borçlulara karşı başvurulabilir. Külli icrada tüm malvarlığı satılan borçlunun borçları bu yolla ödenir, artan miktar olursa borçluya verilir. Şayet borcu karşılayamazsa, toplam malvarlığı değeri alacakların oranına göre paylaştırılır.
Takip başlatmak isteyen tarafın somut olaya uygun olarak tercih edeceği takip türlerinden biri tercih edilir. İlamlı icra takibi yapabilmek için alacağın tespit edildiği bir mahkeme kararı, mahkeme önünde kabul yahut noterden onaylı senet gerekmektedir. Ancak para alacakları haricinde bir borç konusu mevcutsa alacaklı sadece ilamlı icra yoluna başvurabilir. Bunun yanında sadece para ve teminat alacakları için geçerli olan ilamsız icra yoluna başvurmak da mümkündür. Takip başlatmak isteyen tarafın elinde borca dair herhangi bir kayıt, senet vs. bulunmasa dahi icra dairesine gidilerek ilamsız icra başlatılması mümkündür.